Lucera
LUCERA’DA DURACAK VAR!
Napoli, Pompei, Sorrento tamam. Peki Lucera? Güney İtalya’nın Puglia bölgesinin gizli güzeli Lucera’da dostluklar derin, yemekler leziz, kültür tonla, saniyeler telaşsız.
Yazı: Çiler İlhan
Condé Nast Traveller Türkiye, Genel Yayın Yönetmeni
Değişen, benmişim. Bunu, Lucera’da bir bankta, yeni İtalyan çetemle “durduğumda” anladım. Zaman, çocukken bildiğimiz zaman; dakika dakika ilerliyormuş hâlâ.
Kışın nüfusu 35 bini geçmeyen bu küçük kasabada 13 yıldır düzenli yapılan edebiyat festivaline davet edilince bir an düşünmedim. Bir ay sonra kendimi, Foggia’ya giden trende buldum. Karşımdaki yolcu Rigerrio, bana İtalya hakkında yıllar önce edinmiş olduğum iki temel kanıyı hatırlattı: İtalyanların çapkınlığı ve köklü medeniyet. Burada yazar olmanın keyfi başka! Nasıl bir yazar olduğunuza bile bakmadan anında bir saygı seli…
Foggia’da külüstür ve pasaklı bir arabanın süper temiz kalpli sürücüsü tarafından karşılandım (Festivalin yönetmeni Luciana’nın kocası Nikola’nın, tüm sahneyi iyiden iyiye sanat filmine dönüştüren bir de omuz tiki vardı). On beş dakikalık bir yolculuktan sonra artık zamanı ve mekanı kaybettiğim, varlığı M.Ö. dördüncü yüzyıla dayanan, bugün ise dar sokakları, tarihi yapıları, taş kaldırımlarıyla çoğunlukla Ortaçağ havası taşıyan Lucera’ya vardım. Otelim Le Foglie Di Acanto’da, işletmeci Antonio; “Size en sevdiğim odayı ayırdım” dedi ve beni cennetime çıkardı: Komşumun terasına atlayabileceğim, içimden bilmediğim aryaların taştığı, bir çatı denizine tepeden bakan özel teraslı odama; bayıldığım çan sesleri eşliğinde.
Ertesi gün otelimde kalan saygın mimar Vittorio Gregotti onuruna kasabanın ileri gelenlerinden birinin evinde verilen öğle yemeğine davet edildim ve artık aslında bir Fellini filmi kahramanı olduğumdan şüphem yoktu: Kalabalık ve gürültülü bir masada ev sahibimiz, ikinci tabak makarnamı yemem için beni zorluyor ve İtalyanca, çok sıska olduğumdan yakınıyordu. Hava almaya bahçeye çıktığımda etrafımı sarıp beni soru yağmuruna tuttu herkes; elbette hep bir ağızdan ve en yüksek tondan. Festivalin beşinci gününe gelen okuma ve söyleşim bir sokak arasındaki merdivenlerde, Rampa Cassitto’da, o güne dek gördüğüm en tutkulu izleyici kitlesi eşliğinde yapıldı. Burada edebiyata duyulan ilgi hâlâ gözlerimi yaşartıyor.
Milano’ya kaptırılmamış Luceralı gençler, kasabalarına hayran. Festivalin organizatörlerinden Modestina, “Buranın özel bir ışığı var” diyor. İki günde kaynaşıp hâlâ sıkı fıkı olduğum “dostlarım” Marco, Alessandra, Nino, Christina, Beatrice ve diğerleriyle Lucera’da ara sıra sadece “durduk”. Bir yere yetişmeden, konuşmadan, kahve içmeden, bazen bir bankta, bazen çayırda. Durdukça, epeydir, zaman ve dostluk üstüne kafa yormadığımı anladım. Durdukça yaşadım, durdukça gençleştim. Lucera; seni unutmak mümkün değil çünkü büyülüsün!
NASIL GİDİLİR
İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Roma Fiumicino’ya THY ile; Roma’dan Foggia’ya ise muhteşem manzaralı üç saatlik tren yolculuğuyla varın. Foggia’dan Lucera’ya otobüs veya trenle ulaşılabilir (18 km).
NEREDE KALINIR; NE YENİR?
Le Foglie Di Acanto : Bir aile işletmesi; dört odası da farklı. Antonio’nun annesinin ev yapımı reçelli kahvaltısıyla gününüzün kötü geçmesi mümkün değil. www.lefogliediacanto.it
Palazzo D’Auria Secondo: Harika bir avlunun içinde, enfes yemeklere sahip bir restoran ve otel. www.palazzodauriasecondo.it
Lord Byron Risto Pub Enoteca: Kışın gidecekseniz bilin ki halk burada bira içip et yiyor. IV Novembre Yolu, 73
Cremeria Al Duomo: Çikolatalı kekleri ve bol otlu, baharatlı içecek “tisana”sı meşhur. Duomo Meydanı, 18
Arrete Zunica Fırını: Minik bir sokaktaki bu fırından çıkma pizzaları gece yarısı yine sokakta yemek, adetten. Zunica Yolu
NE YAPILIR
Festivale gidilir: 13 yıldır Eylül’de yapılan Festival della Letteratura Mediterranea, kasabanın en güzel noktalarında düzenlediği sohbetler, forumlar, okumalarla Akdeniz kültürüne adanmış bir edebiyat festivali. www.mediterraneoecultura.it
Katedral: Kentin tarihi merkezi Duomo meydanındaki katedralin bu hali 14. yüzyıla dayanıyor. Merdivenleri gece gündüz sohbet eden Luceralılarla dolu.
Amfitiyatro: M.Ö. birinci yüzyıldan kalma, gladyatör dövüşleri için yapılan amfitiyatro güney İtalya’nın en büyüklerinden; 18 bin kişilik.
Lucera Kalesi: 1233’de, Roma devrinden kalma bir katedralin temeli üstüne yapımına başlanmış, 19. yüzyılda restorasyona girmiş. Göz alıcı Tavoliere ovasına bakıyor.
Castelfiorentino di Puglia : Lucera ile Torremaggiore kasabası arasındaki, Frederik II’nin 1250’de vefat ettiği kalenin kalıntılarına yemyeşil yollardan geçmek, uçsuz bucaksız ovaya tepeden bakmak ve gün doğumunu izlemek için bile gidilir.
Valentina: Bu neşeli butikte yerel tasarımcıların işleri de var. Matteotti Meydanı, 9
GİTMİŞKEN
- Yazın; kısa bir yolculukla Gargano sahillerinde ya da Foggia’dan helikopterle (kişi başı 34 Euro) varacağınız Tremiti adalarında denize girebilirsiniz.
- Bari, Napoli, Pompei… birkaç saat. Palermo, Sicilya da uzak değil. Siz en iyisi Roma’dan bir araba kiralayın!
(Milliyet Pazar, 17 Ocak 2016)