Samurayın El Kitabı
ÇEK KILICINI!
Samuraylara ilişkin bilgimiz yıllar boyu yakışıklı ‘Şogun’la sınırlıyken Amerikan sineması konuya el attı, rahat ettik. Ama kaynağa dönmek en iyisi: İthaki Yayınları’ndan çıkan ‘Hagakure Samurayın El Kitabı’, hem bilgilendirici, hem de çarpıcı bir eser.
Çiler İlhan
Tsunetomo Yamamoto (1659-1719) dokuz yaşından hayatının sonuna dek Mitsushige Nabeshima’nın hizmetinde kalmış bir samuraydı. Efendisi 1700’de ölünce harakiri yapamadığı için bir kulübede inzivaya çekildi çünkü insanın, efendisine ölümde eşlik etmek üzere intihar etmesi 1661’de yasaklanmıştı.
‘Hagakure’, ‘yapraklarca gizlenmiş’ veya ‘gizli yapraklar’ anlamında. Genç samuray Tsuramoto Tashiro, yedi yıl boyunca Yamamoto’yu ziyaret edip sohbetlerini kaydederek düzenlenmiş. Yıllarca Nabeshima kabilesinin mülkiyetinde gizlenen kitap 1930’lu yıllarda Bushido’nun en ünlü metinlerinden olmuş. Tsunetomo, ‘samurayın savaş kodu’ Bushido’nun gelişmesindeki en önemli figürden biri. Bushido, günümüz Japon savunma sanatlarında hala, farklı şekillerde de olsa uygulanıyor.
Elimizdeki Hagakure, “Kitabın özü olduğunu hissettiği şeyi temsil eden” üç yüz parçayı toplam on üç bin parçadan seçerek Japonca’dan İngilizce’ye çeviren William Scott Wilson’ın derlemesi; samuray hakkındaki öyküler, Yamamoto’nun yorumları ve türlü aforizmalardan oluşuyor. Barış zamanında değişen samuray değerlerinden son derece hoşnutsuz olan Yamamoto’nun kitabı, ‘samurayın evcilleştirilmesine bir protesto’ olarak da okunabilir.
16. yüzyılda ‘samurai’ halini alan kelime, hizmete adanmış/hizmet etmek anlamına gelen ‘saburau’ kelimesinden türeme. 1600’de Tokugawa rejimiyle gelen barış ve refah ortamında sert savaşçılardan ziyade eğitimli idarecilere ihtiyaç duyulmaya başlanınca yavaş yavaş askeri önemini kaybetmiş olsa da samuraylar, imparatora rağmen, 1185’ten 1867’ye dek Japon tarihine hükmetti. Kılıçlar 19. yüzyıl sonunda tanklara tüfeklere direnemeyince Meiji reformlarıyla samuray sınıfı toptan kaldırıldı, batı tarzı modern bir ordu kuruldu.
Zen Budizmi, daha az olmakla birlikte Konfüçyüsçülük ve kökleri, doğacılık, taoizm ve şamanizme dayayan kadim Japon inanışı Şintoizm, samuray kültürünü etkileyen kollar. Meditasyon zihni sakinleştirmekte; yeniden doğum ve hayatı reddediş düşünceleriyse ölüm korkusunu yenmekte kullanıldı. Budizmin ılımlılığından etkilenen bazı samuraylarsa kesip biçmeyi bırakıp Budist rahibi oldular. Bu sebeple “Bu dünyayı bir düş olarak görmek iyi bir bakış açısıdır” ama Budizmin fazlası zararlıdır!
Yamamoto, samurayın son otuz yılda değiştiğinden, erkeklerin kadın gibi olduğundan, cesaretsizliğinden (Erkeğin cesaretinin azalmış olduğunun başka bir delili de, kafa kesmede iyi olan çok az erkeğin bulunmasıdır), gençlerin para veya cinsel meseleler hakkında konuşmasından, artık iyi hizmetkar örnekleri bulunmadığından yakınır. İnsan her sabah, önce efendisiyle ebeveynine, ardından da hami tanrılarına ve koruyucu Budalarına saygı göstermelidir; bir kadın da önce kocasını düşünmelidir; tıpkı kocasının önce efendisini düşündüğü gibi. Zaten kadının zihni sığdır, kız çocuk yetiştirmemek daha iyidir zira aile ismi için bir leke ve utanç kaynağıdır onlar. Erkek için cesaret, kadın için iffet! Bununla birlikte eşcinsellik kabul edilebilir ve sanat, samurayın bedeninin mahvına sebep olur.
Hint Budizmi’ni Japon (Zen) Budizmine dönüştürüp oradan samuray kültürüne uyarlayan Japon zekasını yakından okuma fırsatı sağlayan kitaptaki metinler son derece ataerkil, sert olduğu kadar zengin ve ilginç. Japonca’dan İngilizce’ye, oradan Türkçe’ye; çevirisi, doğası gereği zaten sorunlu olabilecek felsefi bir metin için oldukça uzun bir yolculuk; buna rağmen yine de kaybolmuyor okur. Sondaki sözlükse pratik bir çözüm.
Son bir bilgi: “Bir yüzü uzunlamasına keser, üzerine işer ve sandaletlerinle çiğnersen, derisinin düşeceği söylenir.” Bizden bu kadarı, gerisi kitapta.
Yamamoto Tsunetomo, Hagakure Samurayın El Kitabı, Çev. Aslı Tohumcu (İstanbul: İthaki Yayınları, 2005)
(TimeOut İstanbul, Haziran 2005)