Kültür
Benim Güzel Sermayem
Yaşayan en önemli Marksist edebiyat kuramcılarından Terry Eagleton, Kültür’de, “Bugün kültürsüz olanlar daha sonra kültürlü insanlara dönüşebiliyorsa, azme¬den herkes kültürel sermaye biriktirebilir,” diyor. Kültür, Raymond Williams’dan Louis Althusser’a, Freud’dan Oscar Wilde’a renkli, ironik, leziz bir fikir şöleni.
Çiler İlhan
Yazımıza kitaptan mesela şu alıntıyla başlarsak, hiç niyet etmeden “Burada genelev var mı?” diye sormuş olan Papa’ya benzeriz: “…Başka kültürlere mensup insanların kaçırılıp ölesiye çalıştırılmaktan hoşlanabileceği ihtimalini gerçekten yok sayabilir miyiz?” Eagleton halbuki değer ölçülerinin evrenselleştirilip evrenselleştirilemeyeceğini tartışıyor bu bölümde, devamında: “Gerçek, sadece bir bireyin ya da grubun gerçek olduğuna inandığı şeydir – onlara kendi yerel bakış açıların¬dan mantıklı gelen şey.”
Bununla birlikte yazar, Descartes’vari bir şekilde her şeyden şüphe edilmesinden de yana değil: “Hiç kimse her şeye şüpheyle yaklaşamaz. Ama bu, her şeye kanmaya mahkûm olduğumuz anlamına da gelmez.”. Mesela “…Kültürünüzün çok önemli bir parçası diye kadınları seks köleliğine mahkûm etmeyi haklı çıkaramazsınız. Bu, bir şeyin sadece siz onu alışkanlık haline getirdiniz diye kabul edilir olduğunu iddia etmektir ki, bunun pek de güçlü bir savunma olduğu söylenemez.”
İrlandalı, Katolik bir ailenin çocuğu olarak doğan, akademik kariyerinin büyük bölümünü Cambridge ve Oxford’da geçiren yazar sömürgeciliğin, kapitalizmin “kültür” üzerindeki etkilerini ve onunla iletişimini ele almak için doğuştan lisanslı. Neyi temsil ettiği hakkında bile uzlaşma sağlanamamış “kültür” kelimesinin “serüvenini”, Eagleton, (burayı bültenden araklayalım) “sömürgecilikten sanayi Avrupa’sına, Alman Romantiklerinden Britanya işçi sınıfına, İrlandalı devrimcilerden kültür endüstrisine, Jakobenlerden 11 Eylül’e ve postmodern kültür kuramcılarına, kapsamlı bir yaklaşımla inceliyor.” Kelimenin öne çıkan dört anlamının da hakkını vererek: Sanatsal ve düşün¬sel eserler toplamı; ruhsal ve zihinsel gelişim süreci; insanların yaşamlarına yön veren değerler, gelenekler, inançlar ve simgesel pratikler; bütün bir yaşam tarzı.
Kitabın bölüm başlıkları şunlar: Kültür ve Uygarlık; Postmodern Önyargılar; Toplumsal Bilinçdışı; Bir Kütlür Havarisi (Oscar Wilde seviyorsanız burası maskesiz, harika bir balo); Herder’den Hollywood’a; Kültürün Kibri -ki bu son bölümün adı, yiyeceğimiz tekmenin müjdeleyicisi: “…yeni bir bin yılda yol alan insanlığın karşısındaki temel sorunlar hiçbir şekilde kültürel değildir… Savaş, açlık, uyuşturucu, silah, soykırım, hastalık, ekolojik felaket – bunların hepsinin kültürel yanları vardır ama özlerini kültür oluşturmaz. Kültürden bahsedenler kavramı şişirmeden konuşmayı beceremiyorlarsa belki de en iyisi ses¬siz kalmalarıdır.”
İktidarın/kendini iktidardan sayanların da sosyal medya avcılığı yapmak yerine bir parça Eagleton ve Burke okuması iyi olurdu: “Siyaset, der Burke, insan doğasına ve insani ihtiyaçlara dair derin bir bilgi ge¬rektirir… dolayısıyla bayağı yaradılışta ya da mizaçta bir iktidar ne insanın doğasına ne de insani meselelerin nite¬liğine uygundur.”
Eleştiri ve İdeoloji, Edebiyat Kuramı, Postmodernizmin Yanılsamaları, Kuramdan Sonra gibi yapıtlarının yanı sıra Eagleton’ın Azizler ve Âlimler adında bir de romanı var. Kültür hakkında ise bir kitap yazılabilir. O halde ben artık susayım, siz kitabı okuyun. Böylesi daha iyi.
Kültür, Terry Eagleton/Çeviren: Berrak Göçer, Can Yayınları
(Kitapsever Dergi, 19 Eylül 2019)